Botoks, Dolgu, PRP

Yüz bölgesi Dolgusu İle Gençleşin!

Estetik uygulamaları içerisinde çok önemli bir yer tutan yüz dolgusu ile kısa sürede gençleşmek, kırışıklıklardan kurtulmak mümkün. enjeksiyonları ile krışıklıkların açılması sağlanabildiği gibi ilerleyen yaş ile birlikteyağ dokusunun erimesi sonucu yanak, elmacık, şakak bölgelerinde oluşan hacim kayıplarını gidermek dolayısıyla yüzünüze genç bir görünüm kazandırabiliyoruz.

yüz dolgusu için kullanılan materiyaller :

Yüz dolgusu olarak bugün tüm dünyada en sık kullanılan ürün içeren ürünlerdir.

A) insan vücudunda bulunan bir proteindir ve su tutucu özelliği vardır. İnsan vücudunda bulunan bir molekül olması nedeniyle allerjik reaksiyon olma ihtimali sıfır olarak kabul edilir. Yani güvenli bir şekilde vücudun her bölgesinde kullanılabilir. Ürünün su tutucu özelliği sayesinde hacim sağlama ve kırışıklığı açma etkisi son derece başarılıdır.

B)Kalsyum hidroksiapatit kullanılan diğer bir dolgu maddesidir ve kalıcılığı 12-18 ay arasında değişim gösterir.

C)Diğer bir dolgu maddesi metilmetakrilat olarak piyasaya sunulmuştur. Erimeyen ve kalıcı bir dolgu maddesi olan bu ürünün dikkatli kullanılması gerekir.

yüz dolgusu için hangi ürünü tercih edilir :

Piyasada kullanıma sunulmış pekçok dolgu markası bulunmaktadır. Bu ürünlerin fiyatları kaliteleri ile orantılı olarak değişkenlik gösterir. Kliniğimde yüz dolgusu için tercihim markasıyla bilinen Hyaluronik asit preparatıdır. FDA onaylı bir ürün olması nedeniyle son derece güvenli ve kaliteli bir dolgu malzemesidir. Ayrıca ürünün içeriğinde anestezik madde bulunması nedeniyle , çok daha ağrısız ve konforlu yapılmaktadır.

Yüz dolgusu uygulama sonrasında ne kadar sürede erir:

Dolgu enjeksiyonu sonrası kalıcılık ürünün içeriğine göre değişkenlik gösterir. Bu sebeple farklı yüz bölgeleri için farklı dolgu içerikleri kullanılmaktadır. Örneğin elmacık ve 18-24 ay kalıcılık gösterirken, genellikle 6-9 ayda erimektedir. Yüz dolgusu uygulama tekniği ve bölgenin anatomik özellikleride bu sürenin değişimi üzerinde etkilidir.

Dolgu enjeksiyonu nasıl yapılır:

Dolgu enjeksiyonu muayenehane koşullarında gerçekleştirilen bir işlemdir. İşlemden önce uygulama bölgesine ağrı kesici krem uygulanır. İşlem sırasında buz ile soğutma yapılarak hasta konforu en üst düzeyde tutulur. İşlem uygulama bölgesi çokluğuna göre 10-20dk. arasında sürmektedir. İşlemden sonra ürünün homojen dağılımı için 2-3 kez, 5er dakikalık masajlar önerilir. İşlem bittikten sonra hiçbirşey olmamış gibi normal yaşantınıza devam edersiniz. Tabiki gençleşerek ve güzelleşerek :)

Dolgu enjeksiyonu, yüz dolgusu işlemi ağrılı mıdır:

Dolgu enjeksiyonu oldukça kısa süren ve konforlu bir işlemdir. İşlem sırasında çok ince iğne uçları kullanılır ve ağrı duymamanız için ağrı kesici kremler, buz uygulamaları ve gerektiğinde sinir uyuşturma teknikleri kullanılır. Ayrıca kullandığımız hyaluronik asit preparatı ultra içinde ağrı kesici ürün bulunmaktadır.

Dolgu enjeksiyonu ile birlikte diğer ameliyatsız estetik işlemler :

Yüz dolgusu ile diğer ameliyatsız estetik uygulamalarının bir arada yapılmasına hiçbir engel yoktur. Hatta daha iyi sonuçlar sağlamak için çoğu zaman bu uygulamalar birlikte yapılmalıdır. Örneğin göz altı, kaş arası ve yanak dolgusu ile birlikte kaş arası, alın ve göz çevresine yapılacak bir botoks uygulaması son derece başarılı estetik sonuçlar sağlayacaktır. Yine fraksiyonel lazer ile yüz gençleştirme işlemleri ile birlikte yüz dolgusu uygulamalarında ameliyatsız bir şekilde 8-10 yaş gençleştirme yapmak mümkündür. PRP ve mezolifting uygulamalarıda yine sıklıkla birlikte kullandığımız işlemlerdir. Hangi hastaya hangi yöntemlerin birlikte kullanılacağına yapılacak görüşmede talepleriniz doğrultusunda sizinle birlikte karar verilir.

Yüz dolgusu – dolgu enjeksiyonu ile yapılan uygulamalar :

1)GÖZ çevresi kırışıklıkları ve kaz ayaklarının silinmesi
2)Alındaki derin çizgilerin silinmesi
3 )Dudak üstü ve çevresi kırışıklık ve çizgilerin silinmesi
4 ), dudak dolgunlaştırma ve dudak kontürü belirginleştirme
5 )Yanak bölgesindeki hacim kayıplarının doldurulması
6)Elmacık bölgesindeki volüm kayıplarının doldurulması
7 )Sivilçe izlerine bağlı çukurların doldurulması
8 )Burun ucu ve berun sırtı dolgusu ( makalemize bakabilirsiniz)
9 )Çene ucu dolgusu ile

:

Aslında pekçoğumuz artık bu konularda bilgi sahibiyiz ancak burada kısaca anlatmak gerekirse, vücuda uyumlu olan bir maddenin dokuya verilmesiyle, dokuya hacim kazandırılması ve kırışıklıkların ortadan kaldırılması işlemidir. Yüz dolgularını muayenehane koşullarında ve özel soğutucular yardımıyla hastanın neredeyse hiç ağrı hissetmemesini sağlayarak gerçekleştirebiliyoruz. İşlem çok ince ve özel uçlu kanüller yardımıyla uygun doku katmanına dolgunun verilmesiyle gerçekleştiriliyor. İşlemden sonra hafif bir kırmızılık ve şişlik olabiliyor ancak 2-3 saat içerisinde tamamen normale dönüyor hatta pekçok hastada herhangibir kırmızılık yada şişlik dahi oluşmuyor.

Bu işlem aslında bir yüz şekillendirme işlemi yani çeşit yüz estetiği işlemi sayılır:

Bu nokta önemli bir zihniyet farklılığını yansıtmaktadır dolgu uygulamalarında. Pekçok hasta ve hekim tarafından dolgu uygulaması sadece bir bölgedeki kırışıklığın açılma işlemi olarak algılanmaktadır, durum böyle oluncada siz yüzün sadece bir bölümünü düzeltmiş olursunuz o kadar. Oysaki yüze bütüncül bir yaklaşım yüz estetiği uygulamalrında olduğu gibi buradada temel prensip olmalıdır. Yani sadece burun kenarı kırışıklığını düzelttiğiniz bir hastada göz altı çukuru derinleşmişse, elmacık kemikleri ve orta yüz volümü azalmışsa, yanaklar çökmüşse istediğiniz gençleşmeyi malesef elde edemezsiniz. Dolayısıyla dolgu ile yüz gençleştirme isteyen bir kişide ben tüm yüzdeki volüm kaybını, bozulan oranları, sarkmaları değerlendiririm ve bunların düzeltilmesi için hastama bir plan hazırlarım. Bu plan içerisinde kişisel taleplerde dikkate alınarak bazı eklemeler, yada çıkarımlar veya uygulanacak dolgu miktarlarında değişiklikler yapılabililir elbette. Örneğin bazı hastalar elmacık kemiğinin dolgun olmasından hoşlanırken, bir diğeri elmacık kemiğine yapılacak dolgunun sadece sarkan yüzü yukarı alacak miktarda ve doğal olmasını talep edebilir, dolayısıyla beklenti analizi en az mevcut problemlerin analizi kadar önemlidir.

Dolguyla yüz şekillendirme ve yüz estetiği uygulaması :

Bugün artık inanın dolgu ile neredeyse bir yüzde cerrahi olarak yapabileceğimiz çoğu şeyi yapmak mümkün. Düşünsenize bir hastanın burun şeklini, çene ucu görünümünü, elmacık kemiğinin dolgunluğunu, göz altı çukurları, yanak çöküntülerini, şakak çöküntülerini dolgu ile gidermek mümkün. Yani 10 dk. lık bir uygulama ile yüz hatlarını değiştirmek, yüzünüzdeki orantısızlıkları gidermek veya yaş ile ortaya çıkan hacim kayıpları, çukurlaşmalar, kırışıklıklar ve sarkmaları tamamen giderebiliyoruz. Örneğin profil görünümünden hoşlanmayan bir hastanın görünümünü ve çene ucu dolgusu ile düzelttikten sonra fotoğrafını çekip kendisine gösterdiğinizde, hayretle ve büyük bir mutlulukla kliniğimizden ayrıldıklarına çokça şahit olmuşumdur.

Hastalar nelere dikkat etmeliler ?

Bu noktada 2 önemli şey var dikkat edilmesi gereken; bir tanesi tabiki doğru hekim seçimi. burada dolgu uygulamasının sadece bir enjeksiyon olmadığını anlayabilirsek, hekim seçiminin niçin önemli olduğunuda kavrayabiliriz. Enjeksiyon bir teknisyenlik işidir oysaki burada bahsettiğimiz şey, bir “Yüz Gençleştirme” ve “Yüz Güzelleştirme” cerrahisi ile yapılabilecek şeylerin “Yüz Dolgusu” uygulamaları ile gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla bunu yapacak hekimin yüz anatomisini çok iyi bilmesi, yüzdeki estetik oranlara hakim olması gerekir. Sadece bunlar yetermi tabiki yetmez, bunların yanısıra hekimin estetik görüsü ve uygulama beceriside önem kazanır. Bu bakımdan “” uygulaması yapacak hekimlerin, yüz estetiği konusunda tecrübeli Estetik Plastik Cerrahi uzmanları olması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer önemli nokta ise kullanılan dolgu malzemesinin kalitesi, gerek hastanın güvenliği gerekse dolgunun kalıcılığı açısından hastaların buna çok dikkat etmesi gerekiyor. İşlem öncesi mutlaka kullanılacak dolgu malzemesinin markası ve güvenilirliği ile ilgili bilgi talep edilmelidir. Hatta piyasada güvenilebilecek 3-4 dolgu malzemesi dışındaki dolguların kullanımına onay vermemeleri gerekir.

yüze uygulaması dışında sıklıkla dolgu uygulanan bölgeler :

Hastalarımız en sıklıkla göz altı ve burun dolgusu için kliniğimize başvuruyorlar. Özellikle burun dolgularının sonuçlarından çok memnun kalıyorlar, hatta pekçoğuna bir iki dolgu uygulamasından sonra kalıcı bir şekilde burun estetiği yapıyoruz. Bunun dışında çene ucu dolgusu, ve şakak dolgularınıda yoğun bir şekilde uyguluyoruz. Hastalarımızın bir kısmı 12-18 aylık aralıklarla dolguyla yüz estetiğine devam ederken bir kısmı yüz germe ve çene ucu estetiği ameliyatına karar veriyorlar. Yani aslında burada dolguyla yüz estetiği uygulamalarının, ameliyatlı ve kalıcı işlemler için bir aşama olarak kullanıldığını, hastayı bu işlemlere hazırladığınıda görüyoruz. Tabiki bu yüz güzelleştirme dolguları dışında, kliniğimizde burun kenarı, göz çevresi ve dudak çevresi kırışıklıklar içinde sıklıkla dolgu uygulamaları yapıyoruz.

Hasta kalıcı bir sonuç isterse ne yapıılmalı:

Hastalarımızın yaklaşık %40 ı dolgu ile yüz şekillendirme sonrasında kalıcı sonuç talep ediyorlar. Burada hastanın ihtiyaçlarına göre farklı uygulamalar ve kombinasyonlar söz konusu, örneğin bir hastaya sadece kök hücreden zengin yağ enjeksiyonu yaparken, bir diğerine yüz germe, göz kapağı estetiği ve yağ enjeksiyonu kombinasyonu yapmanız gerekebiliyor. Burada bizim tespit ettiğimiz ihtiyaçlar ve hastanın beklentilerinin aynı potada eritilmesi son derece önemli.

yüz dolgu uygulamalarının dezavantajları :

Tabiki her yöntem gibi dolguyla yüz estetiği uygulamalarınında dezavantajları var, bir kere en önemlisi sonucun geçici olması. Ancak düşündüğünüzde 10dk lık ameliyatsız, kanamasız bir uygulama size 12-18 aylık bir sonuç sağlıyorsa bu bence bir dezavantaj olmaktan çıkar. Diğer taraftan uygulamaya bağlı oluşabilecek bazı yan etkiler her tıbbi işlemde olduğu gibi buradada mevcuttur ancak bu yan etkilerin görülme olasılığı son derece düşüktür, neredeyse yok gibidir diyebiliriz.

Dolguya ek kullanılan diğer ameliyatsız yöntemler

Yüzün ihtiyacına ve beklentiye göre, yüz dolgusuyla birlikte Fraksiyonel lazer, Radyofrekans, PRP ve Mezoterapi yöntemlerini kliniğimde sıkça kullanmaktayım. Dolgu ile yüzü şekillendirirken, bu yöntemler ile cilt elastikiyetini artırmak, kollajen sentezini artırmak ve ince kırışıklıkları açmak elde edilen sonucun bir üst seviyeye taşınmasını sağlıyor. Yani bir bakıma cila atıyoruz diyebiliriz :) .

Botoks ile cilt de Gençleştirme ve

uygulaması ile ciltteki gençleştirme en sık uygulamalardan biri haline gelmiştir. uygulamalarının bu kadar popüler olmasındaki en önemli sebepleri, 5-10dk lık bir işlem olması, kişiye hiçbir zarar vermemesi ve sonuçlarının kontrol edilebilir olması şeklinde sıralayabiliriz. Özellikle estetik ameliyatlara sıcak bakmayan ancak istenmeyen çizgi, kırışıklık ve mimiklerden kurutulmak isteyen kimseler için mükemmel bir yöntem olmaya daha uzun yıllar devam edecektir.

Botoks nedir, zararlı mıdır?

Botolinum toksin bir bakterinin ürettiği madde olup botoks yada adlarla halk dilinde anlaşıldığı şekilde bir zehir değildir. Yani kişiyi zehirleyici etkisi bulunmaz. Botoks uygulaması sonrasında, kas ile sinir dokusu arasındaki bağlantıyı geçici süreyle bloke eder. Yani sinirden kasa giden iletileri durdurur ve bu sebeple kas dokusu kasılma işlevini gerçekleştiremez. Bu etki %100 olarak geri dönüşlüdür. Bizim estetik amaçlı botoks uygulamalarında kullandığımız dozun ancak yüzlerce katı bir kişiye bir seferde verilirse birtakım istenmeyen sonuçlar oluşabilmektedir ancak bu kadar yüksek doz kullanılması imkansızdır. Yani estetik amaçla yüz gençleştirme , terleme,yüzdeki kontrol edilmeye şiddetli kasılmalar,şaşılık tedavisinde yada için kullanımının hiçbir zararı yoktur. Botoks uygulaması son derece güvenli bir yöntemdir.

Botox yaptırdığımda yüzüm donuk ifade alır mı?

Botoks uygulaması, botoks enjeksiyonu, sadece basit bir enjeksiyon işlemi değildir. Çok iyi bir anatomi bilgisi ve uygulama yapılacak kişinin taleplerinin dikkatlice analizi son derece önemlidir. Tabiki uygulamayı yapan kişinin estetik felsefesi ve estetik anlayışı elde edilen sonucu etkileyen en önemli faktördür. Ben yada yüz gençleştirme yaptığım hastada, kişinin taleplerine göre nokta ve doz seçimi yaparım dolayısıyla hiçbir zaman tek tip ifadeler veya yüzler oluşmaz. Bu sebeple botoxla yüz gençleştirme uygulamalarının mutlaka uzman bir doktor tarafından yapılması önemlidir,aksi halde dışarıda sıkça gördüğünüz ve sizi botoks uygulamalarından uzaklaştıran sonuçlar ile karşılaşmanız olasıdır.
Botoks ile ilgili deneyim ve estetik anlayışım neticesinde çok hafif bir mimik zayıflatılmasından, çizgilerin tamamen giderilmesine kadar değişen bir aralıkta uygulama yapabilmekteyiz. Tabi ki bu noktada sizin ne istediğinizi bilmenizin de büyük bir önem taşımaktadır. Hem hiç kırışıklık kalmasın hemde çok doğal olsun istemi pekde gerçekçi bir talep değildir .

Ciltteki ile yapılabilecek işlemler :

1)Kaz ayağı denilen göz çevresi ve göz altı kırışıklıkların düzeltilmesi
2)kaş arası derin kırışıklık ve çizgilerin silinmesi
3)alın çizgilerinin silinmesi
3)dudak üstü çizgi ve kırışıklıkların silinmesi
4)kaşların bir miktar kaldırılması
5)burun ucunun düşüklüğünün giderilmesi
6)ağız köşelerindeki üzgün ifadenin giderilmesi, yani ağız köşelerinin yükseltilmesi
7)burun kökü ve burun kenarlarındaki istenmeyen kırışıklıkların silinmesi
8)boyun bölgesi bantlarının hafifletilmesi ve silinmesi
9)çene ucunda oluşan portakal kabuğu görünümünün düzeltilmesi
10)üst dişlerin fazla görünmesine neden olan kısa dudak görünümünün düzeltilmesi
11)öfkeli ve sert bakışların yumuşatılması

Fasiyal denilen veya Yüz felci tedavisinde botoks :

Yüz felcinde botox çok faydalı bir şekilde kullanılır. Çok kısa süren bir müdahale ile, ameliyatsız bir şekilde yüz simetrisinin elde edilmesini sağlar. Yüz felci olmayan taraftaki aşırı çalışan kaslar botox ile zayıflatılarak simetrik bir yüz görünümü elde edilebilir.

Migren tedavisi ve terleme tedavisi için botoksun çok etkili olduğu bilinir

Bugün modern tıpta pekçok hastalığın tedavisinde botox başarıyla kullanılmaktadır. Botoksla yüz gençleştirme ve dışında aşırı terleme ,migren,şaşılık tedavisi için botoksu çok etkin bir yöntem olarak kullanmaktayız.

Migren tedavisinde migren ataklarını ve ilaç kullanımını yüksek oranda azaltan botox enjeksiyonu, özellikle koltukaltı ve avuç içinin aşırı terlemesini tedavi etmek amacıyla %100 lere varan başarı oranları ile kullanılmaktadır. Bu konularla ilgili daha detaylı bilgi için botoksla migren tedavisi ve botoksla terleme tedavisi başlıklı makalelerimin okunmasını öneririm.

Botoksun etkisi ne kadar zamanı :

Botoks enjeksiyonundan sonraki 2-3 gün içinde etki gözlenmeye başlar ve tam sonuç 1 hafta içerisinde ortaya çıkar.

Botox uygulaması esnasında ağrı duyulurmu?

Botoks enjeksiyonu son derece konforlu ve ağrısız bir işlemdir. Gerektiğinde uygulama bölgesine ağrı kesici kremler ve buz uygulaması yapılmaktadır. Ancak hastaların büyük bir çoğunluğu hiç ağrı hissetmediklerini ifade ederler. Kullanılan enjektörler insülin enjektörlerinden bile incedir ve uygulama en fazla 5-10dk. sürmektedir.

Botoks uygulamasının tekrarlanması gereklimidir?

Daha önce bahsettiğimiz gibi botoks 3-6 ay içerisinde etkisini tamamen kaybeden bir uygulamadır. Dolayısıyla etkinin devam etmesi istendiğinde 4-6 aylık aralıklarla botoks enjeksiyonu yapılması gerekir. Burada “etkinin devam etmesi istendiğinde” cümlesinin altını çizmek istiyorum, zira eğer istemiyorsanız botoks uygulamasına devam etmek zorunda değilsiniz. Diğer taraftan tekrarlayan uygulamalar ile kas dokusunun zayıflaması nedeniyle daha az enjeksiyona ihtiyaç duyulmaktadır. Buda hastalar için önemli bir kazanımdır.

Botox sadece oluşan kırışıklıkları gidermek için mi kullanılır ?

Hayır,botoks kırışıklıklar oluşmadan kullanılmaya başlanırsa, mimik hareketlerine bağlı oluşan kırışıklıkların ortaya çıkışı engellenmiş olacaktır. Dolayısıyla botoks için kırışıklıkların belirmesini beklemeye gerek yoktur. Botox un uygulama yaşı yoktur ancak nadirde olsa alerji verebildiği için tedbirli olmak yerinde olur.

Tedavisinde Botox un yeri

Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen migren hastalığı tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Migren tedavisinde denenen ve farklı oranlarda başarıya sahip olan pek çok ilaç ve yöntem bulunmakla birlikte, hastalığı tam olarak tedavi edecek bir yöntem henüz bulunmamaktadır.
Ataklarının sıklığı ve şiddeti oranında yaşam kalitesinde bozulma ve iş gücü kaybı gibi ciddi maddi-manevi kayıpların meydana gelmesi bu sağlık probleminin çözümü ile ilgili arayışları artırmıştır.

Botoks ile Migren tedavisinde botoxun nasıl bir etkisi :

Botoks ile rastlantı sonucu ortaya çıkan bir tıbbi uygulamadır. Estetik amaçlı yüze yapılan botoks uygulamalarından sonra hastaların çok önemli bir kısmında, migren ataklarında ciddi (%50-80 oranında) ve migren nedeniyle ilaç kullanımında ciddi azalma tespit edilmiş ve bunun üzerine konuyla ilgili bilimsel çalışmalar başlatılmıştır.
Bu bilimsel çalışmalar sonucunda baş-boyun bölgesinde migren atağının başlama tetiğini çeken sinir sıkışma noktalarının olduğu bulunmuştur. noktalarda sinirleri sıkıştıran kasların bloke edilmesi esasına dayanır. Yani sinirlerin sıkıştırılması önlenmiş olur, dolayısıyla migren atağının başlatan tetik çekilemez.

Botoks ile migren tedavisi nin avantajları :

Botox ile migren tedavisinin en önemli avantajı ilaç kullanımının enazından hatta çoğunlukla ilaç kullanımına gerek kalmamasıdır. Diğer taraftan atak sıklıklarında ve şiddetinde %50 ve üzeri düzelme sağlanmaktadır. Tüm bu kazanımlar botoksla migren tedavisi nin hasta konforunu ne denli artırdığını bilimsel olarak gösteren sonuçlardır.

Botox ile migren tedavisi için en uygun aday hasta profili :

Her migren hastası için botoks kullanımı faydalı olabilir. Ancak çok sık atak geçiren, diğer tedavilerden fazla fayda görmeyen ve çok ilaç kullanmak zorunda olan hastalar en uygun hasta profilini oluştururlar.

Botox ile migren tedavisi nasıl yapılır?

Botoks ile migren tedavisi için en önemli adım tetik noktaların doğru tespit edilmesidir. Bu bağlamda atakların başlangıç noktaları hakkında hastadan alınan hikayeyle uyumlu olarak, alın, şakak ve ense bölgesindeki tetik noktalar belirlenir. Belirlenen tetik noktalara yaklaşık 15-20dk. sürecek bir uygulama ile botoks enjeksiyonu yapılır. Uygun dozun uygun noktaya yapılması tedaviden elde edilecek başarı için son derece önemlidir.

Botox ile migren tedavisi sonrası nelere dikkat edilmesi gerekenler :

Botox ile migren tedavisi sonrası etkinin tam olarak başlaması 3 ile 10 gün arasında değişen bir süre gerektirir. Tedavi sonrası süreçte normal yaşantınıza devam edersiniz. İş yaşamınızı veya günlük yaşantınızı etkileyecek herhangi bir kısıtlama yoktur.

Botox ile migren tedavisi kim tarafından yapılmalıdır?

Botox ile Migren tedavisi için botoks uygulaması genellikle Estetik Plastik Cerrahi uzmanları ve Nörologlar tarafından yapılmaktadır. Tabiki bir Plastik cerrahi uzmanı olarak, cerrahi anatomi bilgisinden ve çok sık botoks uygulaması yapmamızdan kaynaklanan avantajlara sahip olduğumuzu burada hatırlatmak isterim. Ayrıca botoksla migren tedavisi nin bir sonraki aşamasının cerrahi tedavi olması nedeniyle işlemin Plastik cerrahlar tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Migrenin cerrahi olarak kalıcı tedavisi mümkünmüdür?

Evet mümkündür. Botoksla migren tedavisinden fayda gören hastalar, cerrahi tedaviye uygun olan hastalardır. Yani sıkışan sinir dokusu botox yerine kalıcı olarak ameliyatla gevşetilebilir. Böylece tekrarlayan botoks uygulamalarına gerek kalmaz. Bu noktada hastanın tercih yapması önemlidir, 6-12 aya arasındaki süreçlerde, 10-15 dk . lık botoks uygulamalarına devam edebileceği gibi, cerrahi yöntemle bir defada bu işi çözme yolunuda tercih edebilir.

Cerrahi işlem yapılmadan Botox ile migren tedavisi :

Evet, mümkündür. Botoks uygulaması hastanın cerrahi tedaviye uygun olup olmadığını değerlendirmek için yapıldığı gibi 6-12 ayda bir tekrarlayan uygulamalar şeklinde tedavi amaçlı olarakda kullanılabilir. Hangi yolu seçeceğine karar verecek kişi hastanın kendisidir.

Botox İle Terleme Tedavisi:

İle Sadece 10dk :

ve terleme tedavisi günümüzde pekçok birey için ciddi bir sosyal problem oluşturmaktadır. Gerek iş yaşamında gerek yaşamda kişilerin kendine olan güvenlerini olumsuz etkileyen bir süreçdir . Bize şikayetiyle başvuran pekçok hastamızdan, nedeniyle toplulukta rahat hareket edemememek, insanların ellerini sıkamamak, kıyafet seçiminde özgür olamamak, istedikleri ayakkabıları rahatça giyememek gibi şikayetleri sıkça duymaktayız. Tüm bu şikayetlerin neticesinde yaşam kalitesinde ciddi sıkıntılar yaşanmakta buda kişilerin psikolojisini olumsuz etkilemektedir.
İşte bu noktada botoks terleme tedavisi için bize muhteşem bir seçenek sunmaktadır: Sadece 10dk lık bir uygulama ile terlemeden kurtulmak ve uygulama sonrasında hemen normal yaşama geri dönmek, hemde neredeyse hiçbir yan etki olmaksızın.

Terleme tedavisi için kulanılan botoks etkisi :

Botox uygulama bölgesindeki sinir iletisini geçici olarak durdurur. Terleme bölgesine botoks yapılması ile o bölgede terlemeye sebep olan kolinerjik sinirlerin iletisi ve dolayısıyla terin üretilip dışarı atılması engellenmiş olur.

Botox ile terleme tedavisi nasıl :

Aşırı terleme olan bölgeye (el ayası, koltukaltı veya ayak tabanı) iyot-nişasta testi yapıldıktan sonra 10-15 noktaya toplamda 100-150 ünite botoks enjekte edilir. Özellikle için işlem genellikle ağrısız ve son derece konforludur. El ayası ve ayak tabanı terleme tedavisinde ise gerektiğinde ağrı kesici kremler veya sinir blokları ile ağrı kontrolü yapılmaktadır. İşlem sonrası herhangibir ilaç kulanımı ve pansuman gerekmez, kişi normal yaşantısına devam eder.

Terleme tedavisi için kulanılan botox ne zaman etki etkisi görülür :

Terleme tedavisi için kullanılan botoks 3-7 gün içinde etkisinin tamamen gösterir. Yeni 3-7 gün içinde uygulama bölgesinde terleme durur.

nin etkisi ne kadar sürer?

Botoks etkisinin 6 ay içerisinde kaybeden bir ilaçtır. Ancak terleme tedavisi yaptığımız hastalarımızda özellikle birkaç uygulama sonrası etkinin 1 yıl kadar sürdüğünü görmekteyiz. Yani 10dk.lık bir işlemle 1 yıl boyunca terlemeden kurtulmuş olursunuz.

Botox terleme tedavisinin olumsuz yönleri nelerdir?

Botoksla terleme tedavisinin neredeyse hiçbir yan etkisi yoktur. İşlemin yılda bir tekrarlanmasının gerekliliği bir dezavantaj olarak algılansada, diğer yöntemlerin yan etkileri ile kıyaslandığında 10dk.lık ameliyatsız bir tedavi yöntemi için bu dezavantaj gözardı edilebilir.

Cerrahi yöntemle terleme tedavisinin olumsuzlukları nelerdir?

Botoksla terleme tedavisinde neredeyse hiçbir yan etki gözlenmez iken, cerrahi yöntemle tedavi edilen hastaların yaklaşık %84 lük bir kısmında tepkisel olarak vücudun başka bir bölgesinde kalıcı terleme artışı gözlemlenir. Bunun dışında cerrahi yöntemin hastane yatışı gerektirmesi, işlemin genel anestezi altında yapılması, daha yüksek bir maliyet gerektirmesi ve işlemden sonra küçükde olsa bir yara izi kalması diğer olumsuzluklar olarak sıralanabilir.

Botox vücudun hangi bölgelerindeki alırı terleme tedavi edilebilir?

Botoks ile koltukaltı, el ayası ve ayak tabanında terleme tedavisi yapılmaktadır. bu bölgeler içerisinde ensık başvuran hasta grubu koltukaltı ve el ayası terleme şikayeti olan hastalardır.

Botox ile terleme tedavisi sonrası denize girebilirmiyim?

Botoxla terleme tedavisi sonrasında hemen o anda bile denize havuza girebilirsiniz. İşlemden hemen sonra tamamen normal yaşama dönmeniz için hiçbir engel yoktur.

PRP için yazıdır.

Vucüdumda Gençlik üreten hücreler vardır

Damarlarımızda akan canlı bir sıvı olan kanımız plazma ve hücreleden oluşmaktadır.70 kg ağırlığında olan bir kişide ortalama 5 ila 6 litre kan bulunmaktadır. Bu kanın ortalama % 50- 60 ı sıvı halde olan plazmadır. Kanın temel hücrelerinden biri trombositlerdir. Temel görevleri pıhtılaşma sürecini başlatmaktır. Vücudumuzun herhangi bir yerinde oluşan kesiklerde deri yüzeyine çıkan trombositler kanamayı durdurarak koruyucu bir tabaka oluşturmaktadırlar oluşan bu tabaka yara iyileşmesinde önemli bir rol almaktadır. Yara yerinde çok kısa bir sürede yeni doku oluşumu gerçekleşmektedir. Trombositler tıpta bir çok alanda kullanılmaktadır.

PRP NEDİR?

PRP (platlet Rich Plasma) Platlet hücreler yönünden zenginleştirilmiş plazmanın vücudumuza uygulaması' yönteme verilen kısa isim olarak literatürlerde geçmektedir. PRP ( Platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma ) uygulaması, bir kişiden çok az miktarda kanın alınarak özel bir tüpte yüksek devirde çökertme işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve PRP'nin ( Platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma'nın ) yine aynı kişiye enjeksiyon yolu ile geri verilmesini temel alan bir uygulamadır. Avrupa ve amerikada da sık ve yaygın olarak kullanılan bu yöntem olup FDA( Amerika ilaç ve gıda bakanlığı) onaylıdır.

PRP UYGULAMASINDA ETKİ MEKANİZMASI

Plateletler ( trombositler ) vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan ‘büyüme faktörlerini ‘ yapısında bulunduran kan bileşenleridir. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır. PRP uygulamasının amacı; bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti ulaştırabilmektir. Böylece hasarlı dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır. Bunun nedeni ise; PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandaki miktarından 2 ila 4 kat daha fazla olmasıdır.

PRP ‘NİN HEDEFLERİ NELERDİR

Cildimizin yaşlanması aynı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı fiziksel özelliklerini kaybetmesi sonucunda oluşmaktadır. Derideki bir hasarı en hızlı, en etkili, en doğal şekilde onarabilecek olan yapı yine cildimizin ait olduğu bütünün bir parçası olacaktır. Platletlerin bu etkisi düşünüldüğünde plazma uygulaması damarlarımızda dolaşan sıvının sihirli gücünün kullanılmasına olanak sağlamaktadır.

PRP HANGİ ALANLARDA UYGULANMAKTADIR

hücresel tedavinin uygulanma alanlarından yalnızca biridir. Dental – diş – implantlarında başlayan uygulama alanları estetik tıp, ortopedi, iyileşmeyen yara tedavileri, spor yaralanmaları gibi bir çok alanda hızla yayılarak artış göstermektedir.Cilt yenilenme en çok kullanılan alandır.

ESTETİK OLARAK KULLANILAN UYGULAMA ALANLARI

1)Saç dökülmesini önlemek

2)Yüz gençleştirmek ( yüz, boyun, alın, göz çevresi, burun çevresi, dudak çevresi, çene altı, dekolte bölgesi )

3)Vücut gençleştirme ( eller, bacak içleri, kollar )

4)ciltte , çöküntülerin giderilmesi, deriye esneklik ve parlaklık kazandırılması

5)İyileşmeyen yara ve yanık tedavileri

6)skar dediğimiz ciltteYara izleri

7)Yüzdeki inatçı sivilce veya Akne tedavileri

PRP TEDAVİSİ KÖK HÜCRE TEDAVİSİNDEN FARKI

Kök hücre tedavisi veya hücresel tedavi bir yaralanma veya hastalığı tedavi etmek amacıyla hasar görmüş olan bir organa yeni hücrelerin tanıtılması anlamına gelen bir uygulamadır. PRP uygulamasında kök hücre mantığı ile yola çıkılmıştır. Bu yöntemde hasarlı dokunun onarımı için onarımı başlatan ve uyaran bir faktör olarak plateletlerden yararlanılmaktadır. Bu iki uygulama bu anlamda birbirlerinden ayrışmaktadır.

PRP TEDAVİSİ NASIL UYGULANMAKTADIR

Uygulamanın yapılacağı kişiden 2 veya 3 tüp ( 16-23 ml ) kan alınır, 8 dakika boyunca 3000 devir / dakika santrifüj edilir. Santrifüj cihazında ayrıştırılan plateletler kitteki tüpün içerisinde yoğunlaşıp birikir ve ortaya çıkan PRP denilen serum içindeki yoğun trombositler ( pıhtı hücreleri ) ve lökositler ( beyaz kan hücreleri ) içerir. Aktive olmuş trombosit ve lökositler salgılar. Bu ürün mezoterapi veya dolgu yoluyla yine aynı kişinin cildine uygulanır. Ciltte ilk önce kızarmalar başlar ve sonrasında ciltte gençleştirici etki parlaklık , canlılık ve sağlıklı bir görünümle etkisini gösterir.

PRP UYGULAMASI İLE İLGİLİ AKLA GELEN SORULAR

Plateletler kendi kanımızda serbest halde dolaştığına göre neden yaşlanan dokuya kendiliğinden gidip bu süreci başlatmıyorlar

Esasen kan dolaşımı ile dokulara ulaşan plateletler bunu belirli ölçüde gerçekleştirebilirler. Fakat genel itibari ile yaşlanmakta olan bir bedende bu tetikleme süreci yeterli değildir. Bu nedenden ötürü plateletler PRP haline getirilir ve hedeflenen dokulara uygulanır.

PRP tedavisinde hastanın kendi kanının alınıp bir işlemden geçirilip tekrar hastaya uygulanması güvenilir bir uygulama mıdır

PRP uygulaması otolog bir uygulamadır. Yani kullanılan plateletler hastanın kendisinden alınanlardır ve kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi yapılan tüm işlemler steril ve kapalı bir kit yardımıyla yapılmaktadır. Yani dışarıdan herhangi bir bulaşma riski taşımamaktadır. Ve ayrıca bunların dışında plateletlere eklenen herhangi bir ürün mevcut değildir. Tüm bunlar düşünüldüğünde bu tedavi yöntemi güvenilirdir.

PRP tedavisinde kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi işlemlerin bir laboratuar da yapılması gerekir mi

PRP uygulamasında kanın alınmasından dolgu ve mezoterapi ya da maske işlemlerine kadar tüm zincirin teknik ve hijyenik nedenler ile aynı yerde yapılması öngörülmektedir. Bu nedenle laboratuar ortamında yapılacak bir işleme ihtiyaç yoktur.

PRP tedavisinde mutlaka enjeksiyon yöntemi mi kullanılmalıdır

PRP mezoterapi ve dolgu yöntemiyle uygulanabildiği gibi maske yardımıyla da uygulanabilir. Ayrıca PRP‘ yi özel bir kremin içine karıştırarak uygulamak da mümkün olmaktadır.

Maske yöntemi mezoterapi yöntemi kadar gençleştirici bir etkiye sahip midir

Sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü dolgu ve mezoterapi yoluyla uygulanan PRP özel bir maskeye emdirilerek de kullanılmaktadır. Deriye geçişinin sağlanması açısından her iki yöntemde de etkisini gösterecektir.

uygulama süresi ne kadardır

yaklaşık 15-30 dakikalık bir uygulamadır.

Uygulanacak PRP' nin belli bir dozu var mıdır? Ne kadarına ihtiyaç duyulur? Ne kadarı uygulanır

Doz aşımı gibi bir problem bulunmamaktadır. Elde edilen PRP' nin tamamı kullanılabilir.

PRP uygulamasında olumlu etki ne zaman görülür

Uygulama yapıldıktan sonra ciltte sağlıklı, parlak, zinde bir görünüm ortaya çıkar. Ancak 3 – 4 uygulamadan sonra (yani bir kür olarak uygulandıktan sonra) kalıcı bir etki belirgin hale gelir. Parlaklık, ışıltı ve sıkılaşma ortaya çıkar.

PRP tedavisinin uygulaması nasıl yapılmalıdır? Seans aralıkları nedir ve kaç kez uygulanmalıdır

Her 15 günde bir yapılacak 3 veya 4 uygulamadan oluşacak bir kür uygulanmalıdır. Bir kür uygulaması yapıldıktan sonra ise 10 – 12 ayda bir kür alınmalıdır. Bu durumda uygulanan kürlerin etkisi kalıcı bir gençleştirici etkiye eşdeğerdir.

PRP Hangi tip hasta grubunda uygulanmaz

Platelet sayısı yetersiz,anemisi(kansızlık) olan,kan kanseri olan veya diğer kanser hastalarında uygulanmaz.